Beklenenin dışında bir serüveni yaşamaya maruz bırakılırız. Çoğu zaman atfolunan lütfolunan hapsolunan kaybolan ve hep bir sürekliliği ertesilerin ramağında olan. Kalbe değmeyen vuslatı bir sonraya satamamak gibi uzanıp da dokunamadığın bir şimdiyi yaşayamamak gibi sanılanın aksi her neyse ona sarılmak zorunda olmak gibi. Kırık satırların acabalı intiharların silsilesi cesaret sanılan ama misillemesi aptallık kalanların cinayet kokulu masumiyet rüzgârlı tenhaların aklın kalbin ve ruhun toprakla betimlenmiş hali olanların ekmek savaşı diye yola çıkıp emek savaşında kavrulanların isyankar hayalleriyle hakikatin önünde diz çöküp gururlarını ilikleyenlerin adaletin yağmadığı topraklarda nadası infaz olanların kapital kokulu devrim sokaklı toplumların muhafazakar yaralardan doğanların asla vazgeçmeyeceği şey değil mi umut?
Ben de öyle düşünüyorum. Her halükarın bir tekabüldeki tahammülü her hayrın başlangıcı bir tevekkülün tekamülü değil mi?
Değilin bir değili olsa da benim dediğimin bir değeri yok. Tefekkürünüz bol teşekkürünüz size yol olsun.
Yol demişken yolunuz diyorum hayırlara boğulsun.