Nehrin İki Yakası yaşam nehrine çok uzaktan bakıp onun aslında çok anlamlı olduğunu bizi bir yere taşımak istediğini içsel uyanışın ve değişimin belki de uğrunda en büyük mücadeleyi hak eden bir süreç olduğunu tüm zorluk ve sıkıntılara rağmen her çaresiz anın karanlığı içinde yaklaşmakta olan umut ışığının bizi kuşatmak üzere çevremizde keşfedilmeyi beklediğini katı kuralların yoğun telkini altında ezilen insanın uyanış sancılarını son derece çarpıcı ve gerçekçi şekilde ortaya koyan bir serüven ve yazar okuyucuyu bir solukta bu olağanüstü serüvenin içerisine çekiyor.
"...İnsanların ince ince akan pınarların haşmetli ırmakları oluşturduğuna inanmak istememesi gecenin koyuluğunda birkaç saat sonra ışığın her yeri aydınlatabileceğini düşünmemesi esaretin zulmün yalanın ve ıstırapların sonsuza kadar süreceğini zannetmesi bile umudun yok olmasını sağlayamamıştır.
Kara hindiba tüylerinin rüzgara teslim olarak tohumlarını uygun yerlere taşıması leyleklerin güney rüzgarlarına kendilerini endişesizce koyverip yuva topraklarına ulaşmaları tırtılların muhteşem kelebekler haline gelmeleri nasıl kaçınılmazsa insanların da ana yolda birleşmesini engellemeye sonsuz evrende hiçbir şeyin gücü yetmeyecektir.
Yüzeydeki tüm çalkantılara rağmen varlıklarının derinliklerindeki güven kararlılık ve cesaret yüreklerdeki umut tohumlarını yeniden çimlendirecektir. Her insan evrenin kozmik bir kalemi gibidir. Varlığımızın derin kökleri evrenin bütünsel nabzıyla birlikte atar. Onun ritmini hissedin ve sezin. Yol size gelmeyecek... siz yolu bulacaksınız. Yol nerede dersen yol her yerde... Yeter ki görebilecek şekilde bak..."