Tarih boyunca çeşitli kavimlere ev sahipliği yapmış olan Karadeniz bölgesinde Birinci Dünya Harbi sırasında 1204 Nisanı'nda İstanbul'un Ülkemizde en çok tartışılan konuların başında hiç kuşkusuz Milli Eğitim Bakanlığı ve eğitim-öğretim sistemi gelmektedir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün en büyük eserim dediği Türkiye Cumhuriyeti'ni emanet ettiği Türk gençliğinin öğretmenlerin eseri olacağını vurgulamasının nedeni bugün daha iyi anlaşılmaktadır. Zira 96 yıllık cumhuriyet tarihimizde "Köy Enstitüleri" modelini bir kenara bırakacak olursak ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkaracak millî bir eğitim-öğretim politikası üretip uyguladığımızı söylemek oldukça güçtür.
Kemal Memiş Kahramanoğlu Köy Enstitüsünden yetişmiş idealist bir Cumhuriyet öğretmeni olarak 1956'da ilköğretim öğretmenliği ile başladığı ve 1996'da Fatih Eğitim Fakültesi'nde Öğretim Görevlisi olarak tamamladığı meslek hayatının önemli bir kısmını; Erzurum Yavuz Selim Öğretmen Okulu Beşikdüzü Kız Öğretmen Okulu Fatih Eğitim Enstitüsü Fatih Yüksek Öğretmen Okulu ve KTÜ Fatih Eğitim Fakültesi gibi öğretmen yetiştiren kurumlarda görev yaparak sonlandırmıştır.
Kemal Memiş Kahramanoğlu tarafından kaleme alınan elinizdeki bu kitapta; idealist bir Cumhuriyet öğretmenin kırk yıllık meslek hayatında yaşadıklarının muhasebesini bulacaksınız. Cumhuriyet dönemi eğitim-öğretim hayatımızın neredeyse yarısına yakın bir süresinde meslek aşkı ve vatan sevgisi ile atan bir yüreğin kimi zaman sevinçli kimi zaman hüzünlü tanıklıkları ile kimi zaman yaptığı didaktik değerlendirmeleri oldukça dikkat çekicidir. Öte yandan 1965-1966 yılları arasında Yunanistan'ın Komotini (Gümülcine) Horion Mishos (Çepelli) Türk Özel Okulu'ndaki öğretmenliği sırasındaki tanıklıkları da günümüzde hala ciddi bir sorun olmaya devam eden Batı Trakya Türklüğünün geçmişte yaşadığı zorluklara ışık tutar niteliktedir.