Öyküsünün hissettiren bir anlatı olduğunu okur/un/a anlatan öyküler birikimini sunuyor bize Demet Çaltepe. Saflık duruluk arınmışlık duygusuyla birlikte; dildeki saydamlık onun öyküsünün başat öğesi olarak da karşımıza çıkıyor.
Kısa anlara tüketilemeyen zamanlara sığlaştırılan duygulara dönük bakışında insanın tedirgin sevinçleri tükenmeyen umutları var. Deyim yerindeyse hisli bir o kadar da düşünceli bir anlatıcıyla karşı karşıyayız.
Dilde düşte düşüncede var olan anlatı geleneğinin içinden çıkıp gelen özgün bir ses sezgili; adeta bir oda müziği ezgisinde dilsel tınıları olan anlatıcı Demet Çaltepe. İnsana doğru yürüyen insanın gerçekliğine içten içerlikli oluşuyla bakan özgün bir ses... Yeni zamanın yeni duyarlıkların öykülerini bulacaksınız "Çeper"de...
Feridun Andaç
Boşlukta kendisiyle çarpışan bir karganın kendi kuyusuna tırmanması. Salyangoz olmanın tercihten tecrite dönüşmesi. Duvarları yırtılan bir mağaradan dışarı sızan karanlık. Yolculuklarıyla var olan kadınlar. Cesetleri öpen sinekler. Çukurlarını arayan ölü kelebekler. Bir tenin diğer tene dokunma aşkı. Bir martının çığlığında asılı kalan ruhlar. Oyunları sevmeyen bir çocuğun kendi içine yıkılışı. Çarpışan bir adamla bir kadından kalan enkaz. Yırtılan çeperin içinden taşan suskunluk. Kendine özgü bir dil kurmanın oldukça zor olduğu günümüzde kuşatıcı bir üslupla karşımıza çıkıyor Demet Çaltepe. Gücünü anlardan alan metinlerdeki çarpıcılık aşinalıklarımızın altında kalan mucizeleri gösteriyor bize. Hem de sarsarak. Yazar o kadar nektar bir anlatı kuruyor ki güzel susmanın çok anlatmak olduğunu gösteriyor. Estetik incinmenin anlatısı Çeper. Susmaya bir güzelleme. İnciterek.
Hakan Akdoğan