Çiçek Gibi'yi okuyup Arif Keskiner'in inceliklerle örülü renkli dünyasına adım atanlar Yine mi Çiçek adlı bu anılar demetinde de birbirinden ilginç lezzetler bulacaklardır kuşkusuz. Sinema basın sahne edebiyat dünyasının bildik adlarının yalnızca sevinçleri ve hüzünlerini değil insani ilişkilerini de bütün boyutlarıyla bize açan Arif Keskiner figüranlıktan yapımcılığa senaryo yazımından oyuncu keşfine fotoroman yöneticiliğinden sinema yönetmenliğine uzanan geniş bir alanda gezdiriyor okurlarını. Oldukça büyülü oldukça acıklı ve oldukça ironik dünyaların insanları Keskiner'in kaleminin 'keskin'liğinden kendilerine düşen payı alıyorlar yeri geldiğinde. Keskiner hayatın imbiğinden damıttığı deneyimlerini bizlerle paylaşırken o kendine özgü muzipliğini de elden bırakmıyor. Yaşar Kemal Türkân Şoray Kadir İnanır Tanju Gürsu Sinan Çetin Kemal Sunal Egemen Bostancı ile yaşadıklarını anlatırken özellikle belli ediyor muzipliğini. İstanbul'un gece hayatının 'kadrolu' müdavimlerinden biri olarak 'televoleleşmemiş' ilişkilerin de mümkün olduğunu anımsatıyor. Farklı bir bohemin aktörleri olan gazetecilerle kendi bohemlerinin yönetmeni olmaya soyunan sinema sanatçıları arasında sürüp giden o keyifli gerginlik dostluğun nerede başlayıp gazeteciliğin nerede bittiğini sorgulama olanağı da veriyor. Arif Keskiner'in anılarının bu ikinci bölümü renkli bir dünyanın sıcaklığına çekiyor okurlarını.