Tarihçi Pierre Chaunu tarihin vurgulu zamanlar üzerine örgütlendiği belirtiyor. Bu önerme Türk siyasal yaşamı ve Türkiye'nin siyasal iletişim serüveni açısından bakıldığında da yerinde bir tespit niteliğinde. Öyle ki; tek parti dönemi ile çok partili yaşama geçiş süreci ve 27 Mayıs darbesine kadar süregiden zaman dilimi Türkiye'nin siyasal dinamiklerini örgütleyen oldukça vurgulu bir dönem... Aynı zamanda siyasal kültürümüzü etkileyen sosyo-politik atmosferi politik söylem rezervlerini siyasal iletişim stratejilerini temalarını rakiplere ve rekabetin kendisine yönelik refleksleri ve referans noktalarını geçmişten günümüze uzanarak şekillendiren kurucu bir zaman dilimi...
Tek parti döneminden çok partili döneme geçiş sürecinde siyasetin iletişimiyle ilgili dinamikler tek yönlü bir süreci ima eden propagandadan çok yönlü ve etkileşimli bir süreci vurgulayan siyasal iletişime doğru evrilme adımları atıyor. Sancılı çekişmeli gerilimli ve gelgitlerle dolu adımlar... Bu anlamda çok partili yaşama geçiş; yoğun siyasal rekabet ve mücadeleyle süregiden anın belli bir kesitinde seçmeni ikna etme seçmende karşılık bulma seçmenlere dokunma buna yönelik söylem ve eylemler içine girme gibi yönelimlere geçişi de içeriyor. Ancak dönemin sosyo-politik sosyo-ekonomik koşullarına ve başat siyasal aktörler olan Demokrat Parti ve Cumhuriyet Halk Partisi ile onların temsilcilerinin yönelimlerine bağlı olarak siyasal iletişim hikâyesinin belirli bir anında iletişim olgusunu sakatlayan gelgitler ve zikzaklar kendini göstermeye başlıyor. Her iki "taraf"ın da inşa ettiği belki de bir kırılma anı... Siyasal iletişime ilişkin bu hikâye örgüsünün; zaman mekân ve aktörler değişse bile günümüze kadar uzanan ve altta yatan bir sürekliliğe sahip olduğu iddia edilebilir.