Şeyh imam dedi ki: İlim ehlinden bir cemaat bana kendilerine selefin hayatını hallerini yaşantılarını anlatan bir kitap yazdırmamı teklif ettiler. Hafif olsun diye senedlerinin çoğunu hazfedeyim istediler. Bizden önceki alimler bu konuda telifler yaptılar. Bazıları muhaddislerin tarihini bazıları tasavvuf erbabının ve ariflerin hayatını bazıları da ilim ehlinin tabakalarını kaleme almıştır. Ben de bu kitabı kaleme aldım. Adını kitab Siyer es-Selef olarak koydum. Kitaba sahabelerin meşhur zatlarıyla başladım. İlk olarak Aşere-i Mübeşşere'i zikrettikten sonra alfabetik sıraya göre anlattım. Ardından tabiinlerden zühd ve takva ile bilinen bir grup alimi zikr ettim. Sonra elbut tabiinden sonra onlara tabi olanlardan... Eser hacimli olmasın diye bazılarını almamayı tercih ettim. Kitabımda bitirmek istediğimde elime alıp inceledim. Kitabımı iman Ebu Abdullah b. Mendeh'in hayatını anlatmakla bitirmeyi münasip gördüm. Sonra ariflerin ve tasavvuf erbabının hayatlarına göz attım onları da Ebu Mansur Mamer'in hayatını vermekle bitirmeyi münasip gördüm. Sonra hatırıma babamın takvadaki hali geldi. Evladın onun hayatını olan tutkusu da açıktır. Kitabı onun hayatını anlatmakla bitirdim. Böylece kitabımı bu üç zatın siretleriyle bitirdim. Zira Ebu Abdullah b. Mendeh'ten sonra hafızlık ve hadis uzmanlığında ona yaklaşanı görmedim. Zühd ve nefsine karşı kuvvetli durmada Ebu Mansur Mamer gibisini görmedim. Takva ve emanette de babam gibisini görmedim. Bu üçünü bir arada verip kitabı onlarla bitirdim. Allah'u teala bizleri onların yollarına uymaya kandillerinden aydınlanmaya muvaffak eylesin. Zira her dilediğini yapmaya kadir olandır.