İyiler ve Galipler görünürde birbirinden bağımsız iki ihtiyarın öyküsünü anlatıyor. İlki yazgı rüzgârının sonuna bıraktığı talihinde başına gelecekleri kabul etmeye hazırlanırken; diğeri daha müdahaleci daha kontrolcü tutumuyla sorumluluğu üstlenmeye çalışıyor.
"Yansıma" pişmanlıkların itiraf edilemediği bir yaşamın; bugünün geçmiş geleceğin bugün tarafından belirlendiği için asla değiştirilemeyeceğinin olduğu gibi kabullenilmesinin öyküsü. Ne kaybettikleri için üzgün ne kazandıkları için bahtiyar... Hatıralarında kendi adını anmayı unutacak kadar "lüzumsuz adam" imajı çizen karakter Platon'un evreni ifade etmek için kullandığı kendi başını yiyen Ouroboros misali belirsiz bir döngünün içinde her şeye rağmen yüzleşmenin çarelerini arıyor.
"İyiler ve Galipler" ayrıntılı bir vicdan muhasebesi; insanların yanlış ve etik dışı olduğunu bile bile yaptıklarını kendi içlerinde nasıl masumlaştırdığına ve meşrulaştırdığına etraflıca bir bakış... Yaşamındaki rolleri olgunluk çağında değiştirmeye çalışan karakter "iyi" ve "galip" tasarımıyla algıladığı yaşamın duvarlarını yıkmıyor. O sadece karşı kıyıya çıkmanın üzerindeki kıyafeti diğeriyle değiştirmenin sınırlayan zorlayan yitirmeye mecbur bırakan çizgileri başkasına çizmenin ve akıl terazisiyle oynamanın derdinde.
Harun Bora Tunç ilk öykü kitabında bulutları dağıtmıyor karanlığı yırtmıyor belirsizliği kurguluyor.