Erdinç Ozan; her aydın gibi yaşadığı çağın tanıklığını yapıyor. Bireysel kitlesel ya da toplumsal sorunları. "gerçekçi" yaklaşımla işliyor. Bazan öykü bazan roman bazan deneme türünde eserleriyle tarihe not düşüyor
Yoğun yağışların ardından akarsular coşar yatağından taşar. Çevresindeki çer-çöpü önüne katar gürül gürül denize koşar. Deniz yüzeyi çöplüğe döner.
Akarsular normal seyrine döndüğünde kudurma sırası denizdedir. Kuvvetli bir rüzgâr fırtına sonucu dev dalgalar işe koyulur. Yüzeydeki çer-çöpü getirir sahillere atar. İnsanoğlunun ayıbını hatasını yüzüne vurur. Pisliğinle yüzleş dercesine.
Yazarın tavrı da böyledir. Erdinç Ozan EYT konusunu önce kudurmuş bir duyarlığın ürünü olan "Dökün Beni Yıldızlara" adlı yapıtında işledi. Bu romanda EYT' lilerin trajedilerini toplumsal vicdanın önüne serdi.
Eyt mücadelesinde bir üst aşamanın serüveni örgütlü direnişin romanı olan "UMUDUN ÇOCUKLARI" Sağır sultanların duyduğu çığlıkları sağır vicdanlara duyurmaya çalışmaktadır. EYT'liler şimdi daha güçlü. Gürül gürül geliyorlar. Taleplerine kulak tıkayanlara üst perdeden sesleniyor haykırıyorlar. Bu roman EYT'lilerin hak arayışını tarihe altın harflerle çaka çaka yazan dev bir eserdir. Bir kartopunun çığa dönüşümünün bir hak arayışının öyküsüdür.
Musa KILIÇ
Düzce