Koşuyordum ama biraz sonra göreceğim manzara karşısında neler hissedecektim bilmeden ayaklarım bedenime uyumsuz bir şekilde koşuyordum sadece... Hatırlayamıyorum yanımda birkaç kişi ile odanın girişine geldiğimde gördüğüm manzara odanın ortasında çatının kalasına dolanmış kalın bir iple Bilge Li Mancho kendini asmıştı. Sadece yüzünü göremiyordum. Kafasına bir çuval geçirmiş sanki benim kendisini o halde görmemi istemiyormuş da o nedenle bir küçük çuval parçasını kafasına giymişti. Üzerindeki kıyafet ise onun en sevdiği tek parçadan oluşan belinde siyah kuşakla bağladığı üzeri narçiçekleri ile motifler işli ipekten beyaz elbisesi vardı... Ardımdan gelen kalabalığın omuzuma çarpmasıyla kendime gelmiştim Gelenler Hükümdar Kao ve Yardımcılar Fuwei ve Zijun'du. Hükümdarın askere emri ile:
-İndirin ipten bilgeyi!
Askerler hızla hareket edip ayağı ile devirdiği ahşap sandalyeyi yerleştirip biri Bilgeyi kucaklarken diğerinin boğazını sıkan ipi kılıcı ile kesmesiyle askıdan kurtulmuştu. Yere yavaşça yatırılan Li Mancho'yu bu şekilde görmek aklımın ucundan bile geçmezdi. Hükümdarın keskin sesiyle askerlere:
-Başını da açın!
Demesiyle askerler beraberce boğazına oturmuş ipi zar zor gevşetip ipten boğazı kurtarmış geride öylece duran küçük çuvalı yavaşça çıkartmaya başlamışlardı ki biraz sonraki göreceğim yüzü belki de asla unutmayacaktım. Bilge Li Mancho'yu ne zaman hatırlayacak olursam biraz sonraki göreceğim boğularak can verdiği yüzünü görecektim. Askerin çuvalı başından yavaşça çıkarması ardından...