Son yüzyılı aşkın bir zaman diliminde Müslüman zihin siyasi ve askeri yenilgilerin oluşturduğu psikolojik altyapıyla düşünce sistemini besleyen kaynakları tenkit etme ihtiyacını hissetmiştir. Geleneğin teorik birikimine olduğu kadar bugüne taşıdığı ve dinin anlaşılmasının başvuru unsuru olan metinlere de yönelen bu sorgulamanın ana temalarından biri hâlen tartışma konusu olarak canlılığını koruyan hadislerdir. Süreç içerisinde "var olan problemleri kaynaklarıyla birlikte yok etme" arayışına da evrilen bu tartışmalar Müslümanların kendi aralarındaki çatışmaların da membaı gibi gösterilen hadisleri kategorik olarak toptan inkâr eden veya saf dışı bırakan akımların doğmasına sebep olmuştur.
Eser bu olguları hem hadise karşı bir konumlanma içinde olanların argümanlarını eleştirerek hem de bunlara karşı hadis müdafaası yapma niyetiyle kalem oynatanların problemi daha da derinleştiren yöntemlerine değinerek işliyor.