"Mezel aşık olduğu Dicle'nin ölümüne tanıktır. Her kadında her sevgide Dicle'yi arar. Bu romanda Mezel ve Dicle'nin aşkı ile bu aşk etrafında 1990'lı yılların politik duyarlığına; savaş ölüm ve ayrılıklara tanıklık ediyoruz. Aynı zamanda romanın anlatıcısı olan Mezel adeta ölülerle iç içe yaşayan cesetleri kutsayan bir karakter olarak da karşımıza çıkar. Mezel'in ruh hali adı ve ölen kimselere sevgisi iyi ve yeni bir karakter olarak edebiyatta yerini alıyor."