Tutku ve eğilim kavramlarının çocuğa babadan; irade ve zekanın ise anneden geçtiğini düşünen Schopenhauer Aşkın Metafiziği'nde aşk meselesi özelinde arzu felsefesinin en erken örneklerinden birini okura sunuyor. İnsana kurulmuş bir tuzak olan aşk bir yandan bütün bir yaşamı kendisinin üzerine kurulmasını isterken öte yandan aşırı duygusallıklarla dolu arzularının peşinden körü körüne gitmeye meyilli olan insan türüne fevkalade zararlar da verecektir. Bir tür özgürlük vaadi olan iradenin kendini gösterdiği yer tam da burasıdır. Schopenhauer Aşkın Metafiziği'nde aşkı iradenin karşısında bir yere konumlandırırken onun derin yapısına dair ilgi çekici fikirler ortaya koyar.