Nefs-i mutmainne mertebesinde olan kimse Resûlullah'ın (s.a.v) getirdiği tevhid akidesini inanç sistemini ve amellerin hepsini hak olarak kabul eden Allah (c.c)'ın emirlerini mecburen değil seve seve yapan yasaklarından zorla değil seve seve kaçınan kâmil iman sahibi Müslümandır.
Hem nefs-i mutmainne sahibi odur ki Allah (c.c) yolunda her türlü fedakârlığı yaptığı gibi o yolda her türlü zahmet eziyet mihnet ve sıkıntıya tahammül eder başına gelen her türlü musibete katlanır ve dayanır. Hak din İslâm'ın müsaade etmediği hiçbir işte lezzet ve menfaat aramaz onları elinin tersi ile iter. İşte bu aşamada nefis bütünüyle İslâm'ın ve imanın tadını mümin adını almıştır.
Neam nefs-i mutmainne âşıkların dervişlerin ermişlerin velilerin ulaştığı zirvedir Allah (c.c)'a tam anlamıyla teslim olmaktır tevekkülle dolmaktır rızık korkusundan endişe-i istikbalden kurtulmaktır her zaman ve mekânda mutlu ve umutlu olmak her şeyde ve her şerde dahi tecelli eden hikmetleri hayırları okumaktır tarifi mümkün olmayan harika mükemmel ve muhteşem bir atmosferdir marifet ve muhabbet iklimidir. Ve bir adım ilerisi cennettir rıza-i ilahidir muhabbet-i Rabbaniyedir Cemalullah ile şereflenmektir.