14. sayımızla huzurlarınızdayız.
Tuhaf zamanlardan geçiyoruz. Salgın süreci ülkemizi ve dünyamızı derinden etkiledi etkilemeye devam ediyor. Kimilerine göre bu ömrümüzün ufak bir tecrübesi olarak kalacak kimilerine göre de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bunu zamanla göreceğiz ama edebiyat dünyasında kısa süre içerisinde çıktılarını alacağımız kesin. Bir diğer kesinlik de yayınevlerinin ve kitapçıların salgından çok olumsuz etkilendikleri önlem alınmazsa acı sonuçlarını göreceğimiz gerçeği. Konuyla ilgili mini soruşturmamıza göz atmanızı öneririz.
Bu sayımızın dosya konusu ülkemizde son zamanlarda hızla artan "kitap mı yazdınız yayınlayalım!" furyası ve bununla eş zamanlı oluşan muktedir yazar portresi. Kendi kendine yayıncılık denilebilecek bu "yeni normal"i gelin birlikte anlamaya çalışalım.
Orta sayfa söyleşimiz Şaban Ali Düzgün ile. Kendisi dünyayı bir imkanlar alanı olarak görüyor ve hedefin en yüksek iyiye ulaşmak olduğunun altını çiziyor. Diğer söyleşi sayfalarımızda konuk ettiğimiz isimler şöyle: Ahmet Murat Cafer Durmuş Abdullah Yıldırım Melih Tuğtağ ve Füsun Turcan Elmasoğlu.
Okur'un sayfalarını genç yeteneklere açmaya devam ediyoruz. İlk yazısını Okur'da yayınlayan yazarların sevincini biz de paylaşıyoruz. İyi metinler geldikçe sayfalarımızın onlara açık olduğunu bir kez daha ilan etmek isteriz.
Bize görüşlerinizi yazmak ya da katkı sunmak isterseniz okur@okurdergisicom'a mail atmanız yeterli.
Daha güzel sayılarda buluşmak dileğiyle...