"Yaşam bu işte şu yıldızları seyretmek şu havayı solumak bu kır bu ekmek bu tezek ter kokusunu duymak! Yaşam şu işte; ağaca toprağa taşa şu üzüme şu kaplumbağaya dokunmak! Yaşam bu işte; gülmek ağlamak sevdiklerinin sesini kokusunu yüzünü özlemek! Yaşam şu işte; göğsümün sol yanında atan kütür kütür. İşte şu acıkan mide işte şu düşünen beyin işte okuyan göz! Yaşam işte şu yıldızların ağması bir ötekinin belli belirsiz devinmesi şu elini yıldızlara uzatıp tutmak isteyen bebek yaşam... Burnumuzun dibinde parmaklarımızın ucunda ayaklarımızın altında serili duruyor yaşam. Sabaha karşı serin esen yelde yorgana sarılıp insanın kendini kendi sıcaklığıyla ısıtması horozların henüz tan çatlamadan sabahı yeni bir günü muştulaması değil mi yaşam?"
Kaya Öztaş 1979 Çocuk Yılı Kültür Bakanlığı ödülünü de kazanmış bir roman olan Zor Günler'de çocuk duyarlığıyla bezenmiş yüreğe dokunan bir öykü kaleme alıyor ve sonunda ortaya yediden yetmişe her "insan"a dokunan bir roman çıkıyor...