Ve liseyi bitirdin. Şimdi hangi fakülteyi tercih etmeliydin? Sen iki senedir Edebiyat Fakültesine gitmek istiyordun. Ailen bunu duyunca küplere bindi. Onlar para yönetimi ile ilgili bir bölüm okumanı istiyorlardı. Mesela İktisat Fakültesine gitmeliydin onlara göre. Oysa iktisat senin ilgi alanına girmiyordu.
Bu tartışmalar içinde aklına gelen ilk soru şuydu: "Annenle baban niçin para yönetimine bu kadar çok önem veriyorlardı acaba?"
Bu soruya cevap vermen o kadar zor değildi. Baban bir iş adamıydı çocuklarının kendi işini sürdürecek bir eğitim almalarını istiyordu herhalde. Ama sen onların hayallerini gerçekleştirecek biri olmak zorunda değildin.
Sonra ikinci bir soru geldi aklına: "Bu dünyada sorunsuz bir hayat yaşamak için mutlaka zengin olmak mı gerekir?"
Bu soruya "hayır" diye cevap vermekle beraber zenginlerin bir takım imkanlara sahip olmaları nedeniyle daha sorunsuz bir hayat yaşadıkları da aklına gelmiyor değildi. Para ile ilgili konularda ihtisas yapacak düzeyde eğitim almaya ilgi duymamak zengin olmaktan tamamen vazgeçmek anlamına gelmezdi elbette. Ama sen zengin olmaya itiraz etmemekle birlikte zenginliği hayatın ana hedefi olarak da görmüyordun.
Ve bu konuda aklına gelen üçüncü soru: "Huzurlu olmak için zengin olmak şart mıydı?"
Bu soru hakkında aklına gelen cevap; huzurlu olmak için zengin olmanın şart olmadığıydı. Aile dostlarınız arasında bulunan çok sayıda huzursuz zengin tanıdığın gibi babanın yanında asgari ücretle çalışan çok sayıda fakir insan da tanımıştın.
Neticede üniversite tercihi konusunda ısrarlı tavrın karşısında çaresiz kalan annenle baban istemeye istemeye "sen bilirsin" demek zorunda kaldılar. İlk tercihin şu anda okumakta olduğun bölümdü.
Edebiyat Fakültesine kayıt yaptırınca zamanının tamamını en çok ilgi duyduğun bir alana harcama imkanına kavuştuğun için çok mutlu olmuştun.