İlk olarak 1862 yılında yayınlanan Ölüler Evi Dostoyevski'nin Çarlık rejimini devirmeye yönelik suçlanmasının ardından gönderildiği dört yıllık sürgün hayatının romanıdır. Dostoyevski'nin hemen birkaç yıl sonra yazacağı Suç ve Ceza ile Budala gibi başyapıtlarının izlerini Ölüler Evi'nin karakterlerinde kurulumlarında ve anlatıcısında sürmek mümkündür. Sürgün hayatı sırasında insan ruhunun hem karanlık hem de aydınlık derinliklerini keşfeden Dostoyevski insanın her koşulda içinde devinen iyilik ve kötülükle mücadele etmesi gerektiğini bu önemli eserinde muazzam bir çarpıcılıkta ortaya koyar.