İnsanlık tarihi kadar eski olan çeviri edimi ve olgusu ancak yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren özerk bir bilim alanı olma niteliğine kavuşmuştur. Bu nedenle başta din bilimi edebiyat bilimi ve dil biliminin bir alt alanı olarak görülen çeviri olgusuna ilişkin kurumsal çalışmalar altmışlı yıllardan sonra başlamıştır. Salt kaynak metne bağlı dilsel bir aktarım olarak görüşen çeviri edimi özellikle erek kültürün önem kazanmasıyla birlikte çevirmen kimlikleri okurların ve yayın dünyasının beklentileri sömürgecilik sonrası ve feminist yaklaşımları yansıtan ideoloji bakış açıları gibi etmenler çevirinin karmaşık bir olgu olduğunu göstermiştir. Çeviribilimin Paradigmaları adlı kitap çeviribilimin bilimselleşme sürecini tartışan ya da bu sürece katkı sağlayan kuramcıların metinlerden oluşmasıyla bir anlamda çeviribilimin dayandığı kuramsal temelleri sorgulamaktadır. Farklı kuramcı ve araştırmacılara ait makalelerin çevirilerinden oluşan ve bu serinin beşincisi olan bu kitabın dilimize kazandırılması çeviribilimi konusunda çalışan araştırmacılar ile çeviri ile ilgilenen okurlar için yararlı bir kaynak olacağı gibi Türkiye'deki çeviribilimsel söylemin gelişmesine de katkı sağlayacaktır.