Sanayi devrimi ile birlikte insanlık yoğun bir enerji tüketim çağına girmiştir ve enerji tüketimi de ekonomik gelişmenin temel giridisi konumuna gelmiştir. Bu esnada petrolün kuyu delme yöntemi ile yer yüzüne çıkarılması enerjide petrol çağını müjdelemiştir. Akışkan yakıt kısa sürede sadece sivil ekonominin değil savaş ekonomisinin de temel dayanağı konumuna gelmiş ve stratejik hammadde sıfatını kazanmıştır.
Bu stratejik hammadde kaynaklarını denetlemek ve ele geçirmek Birinci Dünya Savaşı'nın temel hedeflerinden birisi olmuştur. Amiral Philip Dumas'ın Şubat 1920 de özetlediği gibi "bu geniş ölçüde petrole yönelik bir savaştı. Geleceğin harpleri tamamen o amaca yönelik olacaktır. Bismark'ın 'kan ve demir' özdeyişi artık 'kan ve petrol' şeklinde ifade edilecektir."