Kısacası İslâmiyet'in sağlamlığı materyalizm ve natüralizm gibi daha ciddice muhalefetlerle bile sarsılamayacağından böyle Brahmanizm Budizm gibi hafif şeylerden hiç endişe edemez. Aksine bu meselenin ortaya çıkışı bizim için büyük büyük ümitler bile doğurur. Çünkü ilk defa olmak üzere bu Budistlik dolayısıyla gördük ki Avrupa fazılları düşüncesini ruhunu güçlü bir karargâh üzerine rahatlandırmak için hakikat araştırması ardında koşuyormuş. Aradığı hakikati bulacak olursa Hıristiyanlık unvanını yeni kabul edeceği mezhep unvanına değiştirip dönüştürecek kadar eğilimliymiş. Aradığı şeyse aslında Tevhid-i Bârî olmakla beraber günümüz bilimlerine de aykırı olmamak niteliğini taşıyan bir mezhep imiş. Biz İslâm dininin bu nitelikleri fazlasıyla içerdiğini görüyoruz. İşin bu yönü Avrupa'da bazı âlimler tarafından da bilinmektedir. Bundan dolayı bu hakikat Avrupa'da daha fazla yaygınlaşıp şöhret kazandıktan sonra şimdi otuz bin kişinin Budistliği kabul etmeleri meselesinden daha parlak olarak birkaç yüz bin kişinin İslâmiyet'i kabul ettikleri yönündeki sevinçli haberlerin gecikmeyeceği hakkında da ümitler ortaya koyabiliriz."
Ahmed Midhat
Osmanlı Felsefe Çalışmaları dizisindeki tüm yayınlar çevriyazı ve sadeleştirme kalıbında hazırlanmıştır. Ayrıca giriş bölümlerinde konusunda uzmanlar tarafından kaleme alınmış kapsamlı makaleler yer almaktadır.