Gel efkârım hangi zamanda durduysa ömrüm;
Orda mavi tenli dünyanın tavanına yıldız as;
Bir elif çektim bir çöp adam çizdim;
Ben de sevdim senin gibi günahkârım.
Bir karışlık iplik için makaraya sardım rengimi
İçime ateş düştü ateşe sevi...
Ben seviye düştüm senin gibi zârezârım.
Bu aşkın terkisinden atladı gönül
Baht indi tahta taht çıplak bir sedirdi;
Bir kelam bir adam indirdi;
Gönül Yusuf'taydı Yusuf kuyuda...
Bir avuç ab oldu zakkum
İçtim senin gibi tövbekârım.
Sevdamın esirliğinden ayrılık
Yas kapıdaydı yalnızlık benimle;
Karanlık gecelerden yüzünü çalan
Aynalardan kaçan senin gibi bir hilekârım.
Hayatı yediveren mevsime çeviren yüzüm çil açtı
Çiğ yedi karnım hüznümü büyüttü;
Çığ düştü yüreğimden canlı kalan her duygunun üstüne...
Eylüle bahar satan senin gibi bir sahtekârım.
Gel efkârım bir elif çektim
Bir çöp adam çizdim;
Ben de sevdim senin gibi günahkârım...