Yıllardır ders anlatan kitap yazan soru hazırlayan bir akademisyen olarak "sınav" sözcüğünün sizler için "stres" anlamına geldiğini çok iyi biliyorum. Hatta diyebilirim ki aynı stresi her sınavda sizlerle beraber ben de yaşıyorum benim de uykularımı çalıyor Ölümcül Stres Yaşatma Merkezi. Kimi zaman dur durak bilmeksizin çalışan karınca olursunuz bu sınavda; kimi zaman ağustos böceğine dönüşür tarihmiş idareymiş edeniymiş her şeyi boşlayıp atarsınız kendinizi sokağa. Yolun sonu ise gene kürkçü dükkânı dönüp geldiğiniz kitaplarla dolu aynı masa.
Yeni bir hırsla kolları sıvamışken içinizi daraltır önünüzdeki yığın. Kitapların kimi okuldan kalma kimi arkadaştan çalma kimi herkes alıyor diye alınmış kimi ucuz diye kapılmış kimi kim bilir nereden... İyi de şimdi ne yapmalı? Nereden ve nasıl başlamalı?