Dünyada şiir yazan birisi
kalmışsa ve bir yerlerde şiiri
kalp ritmiyle okuyan birisi
varsa ölülerin diriliş
umudu bir daha
güçlenmiştir...
Hani diyorum ki arada
sırada yaşımız başımız kaç
olursa olsun karıncanın
telaşına büyülenmiş gibi
bakan deniz kabuklarına
bakarken gözleri büyüyen çocuklara özensek diyorum. Çocuk gözlerle dünyaya aşk
ile baksak ayıp mı olur? Böyle bakıyor olsak inanın
içimizdeki çocuk dışarı çıkıp gözlerini şiire bağışlardı.
İnsanın kendine özlemle bakması içinde saklanan çocuğa
şiir okuması gibidir. İnsanın kendine dokunması da
çocuğun şiirden bir dizeye sobe demesi gibidir...
Bilirim; şiirde en muhteşem son dize kıyametin arkasında saklıdır. Gene de o son dizeyi az sonra bulacakmışım gibi heyecanla ararım. Şiir tanrıların ölümüne kadar bitimsizdir... Hayat sen şiir olaydın eğer Tanrı her şair ölümünde Sırat Köprüsü'nü yıkardı. Gene de senin şiirden olduğunu sandıran şairler var oldukça doyasıya ve yeniden yaşayasım gelir seni ey hayat!
Her nefesini fırsat bilesin. Hayatın nefaseti için ot değilsin ki yağmuru bekleyesin...