Yüz elli yıl önce teoloji ve felsefe ardından sosyoloji ve psikoloji insan hakkında düşünceler yerine yaşayan insan abakmaya başladı. Yirmi birinci yüz yılda insan hakkındaki düşüncelere iletişim ve kültürel incelemeler adıyla geri dönüldü. İnsanın fiziksel ve sosyal varoluşunun zorunlu koşulu olan iletişim söz söyleme bir şey yazma bir şey seyretme ve vücud diline indirgendi. İletişimsizlik iletişim çökmesi ve empati gibi kavramlar moda oldu. Biçim özün yerini aldı. Egemen "ne" evrenselleştirildi ve "evrenselin işlevselliği" ilgi alanı oldu. Bu kitap kendini örgütlü yer ve zamanda üreten insanı ve egemen işlevsellikleri açıklamaktadır. Öğrneci ve akademisyenler için insan merkezli bir eleştirel yaklaşımla insan ilişki ve iletişimini betimlemektedir. Okuyucu sayfalarda yaşananı ve yaşayan kendini bulacaktır okurken.