Besim F. Dellaloğlu yeni kitabı Poetik ve Politik'te okuru 'uzun bir devrim'e davet edip zihinsel bir yolculuğa çıkarıyor. Ünlü sosyolog İstanbul-Sakarya-Lizbon-Strasbourg hattında şekillenen 'kültürel çalışmalar ansiklopedisi'nde kavramlar üzerine arkeolojik kazılar yapıyor ve bu kazılardan günümüz Türkiye'sine dair önemli sonuçlar çıkarıyor.
"Avrupa tecrübesinde Müfredat Maarif'ten önce oluşmuştur. Bu aynı zamanda şu anlama gelir: Batı'da Müfredat ulus-devletten öncedir. [...] Rönesans'tan beri gelişen kültürel kamusal alan Müfredat'ın oluştuğu yerdir. Dolayısıyla Avrupa ulus-devletleri yurttaş prototiplerini işte bu kamusal alandan devşirmiş ve zorunlu eğitimle toplumsallaştırmışlardır. Ancak örneğin Türkiye gibi modernleşme toplumlarında ise Maarif gündeme geldiğinde kamusallaşmış bir Müfredat hâlihazırda mevcut değildir. Kamusallaşmış bir Müfredat'ın eksikliği ise Maarif ile Antropolojik Kültür arasındaki sürekliliğin yeterince sağlanamamasına neden olmuştur. Evet Türkiye'de Maarif ile Antropolojik Kültür arasındaki mesafe çok fazladır. Hatta o kadar fazladır ki bugün Türkiye'de yaşanan Kültür Savaşları'nın gerilim ekseni tam da buraya konumlanmaktadır. Yani Türkiye'deki Kültür Savaşları'nın önemli bir boyutu Antropolojik Kültür ile Maarif arasındadır. İslamcılar yerliciler muhafazakârlar ısrarla Antropolojik Kültür'ü savunurken laikler sekülerler solcular Maarif'i savunmaktadırlar."
Ülkemizin kendine özgü düşünce insanlarından Besim F. Dellaloğlu Poetik ve Politik'te Rönesans'tan medreseye matbaadan medeniyete şekil veren kavramlara yeni pencereler açıyor tabula rasa'ları yeniden tanımlıyor.