Ben sizlere nasıl attığımızı nasıl hoplayıp zıpladığımızı ne kadar kahraman olduğumuzu da anlatabilirdim bu kitabımda. Ama yanıltmış olurdum sizi. Dağdaki mücadele ya da dağdaki kahramanlıklar adına çatışma denilen kısa bir zaman aralığına sıkışmış şeyler değildir çünkü. Askerin kahramanlıkları mücadelenin fedakârlıklarına gizlenmiştir. Ve bu fedakârlıklar sadece çatışma aralıklarında değil dağın bütün anlarındadır.
Ne kadar güçlü ne kadar dayanıklı ne kadar atletik olduğumuzla da süsleyebilirdim sayfaları bir güzel. Ama bu değildir dağlarda yaşam. Güneydoğu'nun bir adımlık anlarında bile yüz binlerce fedakârlık üretilir. Ve tüm anlattıklarım anlatmadıklarımın yanında bir yudum bile değildir.
Mücadele etmeyen mücadele edenin halini bilmek zorundadır ama. En azından bilmek isteyenler için yazılmıştır bunlar. Yaşamasa yaşayamasa bile gönlünü askerin yanına koymak isteyenler için...
"Abdullah çok önemli olayları çok basit cümlelerle çok vurucu anlatıyor. O zamanımızın Fakir Baykurt'u... Bir Sahip-i Üslup... Türkiye'de böyle yazar kaç tane? Ve bu Allah vergisi bir yetenek..."
Attilâ İlhan