Soğuk Savaş sonrasında güvenlik kavramı değişikliğe uğramıştır. Değişiklik sadece iç ve dış güvenlik arasındaki sınırı belirsizleştirmemiş aynı zamanda tehdit ve risk arasındaki geçişleri de hızlandırmıştır. Bunun sonucu olarak güvenliğe yönelik üretilen stratejilerin olayın bir kısmına değil geneline ilişkin özellikler içermesi geçmişe oranla daha da zorunlu olmuştur. Çünkü bugünün dünyası geçmişe oranla daha da karmaşıklaşmıştır ve bu karmaşıklık kendine has bir düzen içerisinde hareket etmektedir. Dolayısıyla bu durum karşısında kolluk kuvvetleri de işbirliğine gitmek durumunda kalmıştır.
Söz konusu işbirlikleri geçmişte var olsa da bunlar kısa ömürlü olmuş ve informal düzeyde kalmıştır. Bu da yeni ortamdaki değişikliklere karşı kolluk kuvvetlerinin etkinliğini olumsuz etkilemiştir. Bu kitap bunun önüne geçmek için kolluk kuvvetleri arasında bir matris organizasyonunun gerekliliğini savunurken bunun nasıl yapılması gerektiğine yönelik bir fikir ortaya koymaktadır.