Bilimkurgu türü; korku yazını fantastik yazın yazı gibi genel yazın'ın alt türlerinden biridir. Günümüzdeki anlamını 1950'li yıllarda kazanmıştır ama ilk örnekleri kimi motifleriyle Eski Yunan'da bile görülür. Bilimsel ve teknolojik verilerin anlatı tekniğine uyarlanmasıyla yakın ya da uzak gelecekle (az da olsa geçmişle) ilgili olarak anlatıya dönüştürülmesiyle yazılır. Yakın zamanlara dek Türkiye'de polisiye gibi bilimkurgu yazını da hemen hiç verimli değildi; dahası bilimkurgu türünün yalnızca bilimsel ve ekonomik yönden gelişmiş toplumların ürünü olduğu kanısı yaygındı.
Oysa günümüzde bu türün hatırı sayılır örnekleri Türkiye'de de ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda düşünüldüğünde Uzay Lordları Türk bilimkurgu anlatısının önemli bir örneği sayılabilir. İnsanoğlunun "savaşçı doğası"nın değişmeyeceği uzay bağlamında da aynı kalacağı temasını işleyen romanda yazar Olcay Gökmen okuru geleceğin acımasız savaşlarına tanık olmaya çağırmakta savaşın anlamsızlığını vurgulamaktadır. Uzay Lordları romanı etkileyici dili ve anlatımı ile Türk bilimkurgu yazınına önemli bir katkıdır.
Dünya'nın yönetildiği konsey salonunun kubbesinde bilinen tüm samanyolu galaksisinin haritası ayrıntılı olarak yer alıyordu. Her uygarlığın yer aldığı gezegen sistemi ayrı olarak renklendirilmiştir.
Dünyadaki insanların bildiği tarihten çok farklı bir tarihin yazıldığı bu salonda bulunmayı Heather hep sevmişti. Birazdan dünyayı yöneten 4 uzay lordu gelecek ve tarihini değiştirmek için onuşacaklardı. Dünya'daki insanların bilmediği ve bilmelerinin de istenmediği Samanyolu Galaksisinin gerçek tarihi kimsenin ismini bile duymadığı kişilerin ellerinde şekillenmeye devam edecekti.