Duyarlı insanlar toplumunun gerçek bir üyesi olarak yaşadıkları süreçte yüklendikleri sosyal olaylarla bütünleşiyorlar. Ülkedeki açlık fukaralık işsizlik her alandaki eşitsizlikleri birçok nedenle eğitim göremeyen kız ve erkek bebeklerin çocukların delikanlıların toplumun pislikleri içinde harcanıp gittiklerini geri bırakılmış yörelerde doğu ve güneydoğu bölgelerindeki ağa şeyh şıhlarla; ırgat köle yaşamı sürdüren toplum ilişkilerin acı çekerek izliyorlar... Demokrasi'nin hoş görüsünden yararlanarak devlete ait ulusal gelirden hemen hemen hiç pay almayan bu insan topluluklarının oylarını sözde demokratik seçim safsatası ile çeşitli anti demokratik yöntemlerle toplayan siyasi partilerin bu ayrı dünya insanlarından ulusun özünden ne kadar uzak olduklarını gözlemleyerek yüreklerini dağlıyorlar.