Osmanlı Devleti'nde 18. yüzyılın ikinci yarısında öncelikle mühendislik ve askerî alanlarda başlayan yenileşme hareketleri 19. yüzyılda her alanı kapsayarak hızlanmıştır. Modern Tıbbiye'nin Fransızca eğitime başlamasının ardından bir süre sonra Sivil Tıbbiye'nin kurulması ve Türkçe tıp eğitime geçilmesi sosyolojik olarak da önemli neticeler doğurmuştur. Özellikle Türkçe tıp eğitimi sayesinde Tıbbiye'de okutulan pozitif ve tıp bilimleri bilginin toplumsallaşmasına imkan sağlamıştır. 20. yüzyılın başında modern tıbbın Türkiye'de teorik olarak gelişmesi bu bakımdan önemlidir. Tıbbiye'de yetişen pek çok hekim Türkiye'de hem tıbbın hem de sosyal ve siyasal düşüncenin gelişmesine önayak olmuşlardır.
Öncelikle askeri amaçla başlayan modern tıp eğitimi 1867'de Sivil Tıbbiye'nin açılmasıyla sağlık hizmetlerinin topluma da sunulması hedeflenmiştir. Bu tarihten itibaren kamu hizmeti olarak sağlık hizmetlerinin kurumsallaşması girişimleri de başlamıştır.
Bu kitap Türkiye'de modern tıp eğitiminin 19. yüzyılın ilk çeyreğinde teşekkülünden başlayıp Osmanlı Devleti'nin son 50 yılı ile Cumhuriyet'in ilk 50 yılı esas alınarak sağlık eğitimi ve hizmetlerinin kurumsallaşmasını sosyolojik bir yaklaşımla değerlendirmeye çalışmaktadır.