'Nereye Yüreğim' adlı romanıyla edebiyatımıza iyi bir giriş yapan Selma Fındıklı bu kez okurun karşısına bir öykücü kimliğiyle çıkıyor.
'Loş Sokağın Kadınları'ndaki tiplerin bazıları herkes gibi mutlu olmak isterken attıkları yanlış bir adım ya da güvendikleri kişilerin bencilce davranmaları yüzünden mutsuzluk cehennemine sürüklenmişlerdir. Onlar eziktirler küskündürler; unutulmuşluğun anılardan başka her şeyi tüketen alacakaranlığına sığınmışlardır. Yaşamla bütün bağlarını kopartmışlar kendilerini acıların sürekli kemiriciliğine teslim etmişlerdir; düşlere hayallere geçmişin solgun olaylarına sarılmışlardır.
Bazıları da kokuşmuş bir bataklığı andıran düşkünlüklerle yüklü yaşamlarının diplerinde devinirken benliklerini altüst eden depremlerin bir gün dineceğine eski düzenlerine kavuşmasalar bile yüreklerini gülümseten olanaklarla karşılaşacaklarına inanmaktadırlar.
Selma Fındıklı ilk yapıtında yakaladığı içtenlikli duyarlı anlatımı Loş Sokağın Kadınları'nda daha bir geliştirmiş zenginleştirmiş bu anlatıma etkileyici görüntüler çarpıcı resimler ve şiirsel öğeler katmıştır.
Muzaffer Buyrukçu