Hayat her daim karşımıza zorluklar çıkartır. Yaşımız dayanma gücümüz alakadar etmez onu. Zorluklarıyla bizi sınama peşindedir hep. İşte bu romanda; 10 yaşındaki Turna'nın hayatta kalma mücadelesinden hepimize örnek olabilecek bir kurgu. Acılarıyla savaşırken; hep güçlü kalarak bize hayatımızı sorgulattırıyor. Ama örnek almamamız gereken yönleri de yok değil. Biz onu her ne kadar güçlü tanısak da herkese çabucak güvenen yapısı onu çok geçmeden narin bir yapıya büründürüveriyor. O her ne kadar bu yapısından kurtulmak istese de bu sefer merhamet dolu kalbi işini zorlaştırıyor. Merhametinden sıyrılmak istiyor bir an. Ama hayat sınavı buna izin vermiyor. Bu sefer de boşluklarından vuruyor. "İşte şimdi vazgeçecek." dediğimiz anda yeni bir ışık görünüyor karanlık tünelin ucunda. Tanıdığımız güçlü Turna yığıldığı yerden yeniden şaha kalkıyor. Evet; bazen hatalar yapıyor yaralanıyor. Ama onun güçlü duruşu ve azmitalihsiz bir kazayla birleşiveriyor. İşte çocukluğundan beri hayalini kurduğu sıcak yuva tünelin ucundaki ışıkta onu bekliyor.
Bakalım Turna; hepimize ders olan hayatıyla amacına ulaşabilecek mi? "Umutsuzluk nedeniyle korkup kaçma. Umut umutsuzluğun ötesindedir. Aş yürü geç onu. Karanlık geçidin ötesinde ışık bulacaksın."
-Andre Gide-