Aynı duygu ve düşünceyle bakmıyor şairler dünyaya açılan pencerelerden. Güzelin yaşaması için şiir yarış halinde olacaktır sürekli. Ama birincilik katı daima boş kalacaktır. Çünkü şiir kendisiyle yarışmaktadır ve bu yarışın galibi yoktur. Şiirin kendine özge büyüsü (buğusu) böyle olmasını gerekli kılıyor. Bizden önce böyleydi bizden sonra da böyle olacaktır. İnsan var oldukça o güzele ulaşmaya onu yakalamaya çalışacaktır. Yüzyılların içinden geçip giden insanın duygu ve düşüncesi bir an da tepeden tırnağa yenilenmiyor; o öz usul usul değişen biçime uyarlıyor kendini. Yeni seslerin eskiyle örtüşmesi yeni tınılara-seslere evrilmesi kanıtlıyor bu durumu.
Kendini kanıtlamış isimlerin arasında yer almaya değer görünenlere rastladıkça (bir iki isim dahi olsa) seviniyorum. Çünkü şiirin yolu düz değildir. Bu yolda menzile ulaşmak da söz konusu değildir. Bin yılların ötesinden gelen bu ırmağa yaşadığımız zaman diliminin herhangi bir kıvrımında bir damla bir küçük dalga olarak katılabiliyorsa şair ne mutlu ona. Bu bağlamda sözü dergilerden izini sürdüğüm Ayfer Yurdakul'un yazdıklarına getireceğim; hayatının kımıltısının insanın yapıp etmelerinin farkında. Daha da yetkinleşeceğine inanıyorum.
Bülent Güldal