Bilinç yitiminden mustarip parçalanmış bir benliğin düşsel yolculuğundan yansımalar...
Derin acılar vardır ruhlara işlemiş ve kaygılar vardır yaşamımızı çekilmez kılan. Benimse bütün acılarımın en ebedisi ve bütün huzursuzluklarımın kaynağı; varoluşum.
İçimde büyüyen öfke ve tekin olmayan huzursuzluğum dikkatli gözlerden kaçırılamayacak kadar belirgin.
Şöyle tahlil ederim kendimi: Doğuştan hastalıklı bir duyarlılıkla donanmış zamanla toplumun ağır baskısı altında yıpranmış yaşamı imkânsız bir görev sanan yalnızlığı seçmiş zihinsel taşkınlığın uçurumundaki bir adam.
Kolektif deliliğin rasyonalize edildiği modern dünyanın iyi yerine mutluluk kötü yerine ise mutsuzluk kavramını koyduğu günden beri hepimiz kozmik bir hastalığın karantinasındayız.
Derinlik psikolojisi tarih felsefesi din sosyolojisi edebiyat ve sinemanın görsel illüzyonu üzerine nafile bir hakikat arayışı çabası...