İnsanlık tarihinde birçok önemli olayın sebebi olan gıda yüzyıllar boyunca insanların en çok üzerinde düşündüğü olgu olmuştur. Bu bakımdan gıda çok önemli bir olgu olmanın yanında yokluğunda yaşama mal olabilecek önemli bir fizyolojik ihtiyaç olduğu da bilinmektedir. Sonuçta insanoğlu varlığını sürdürebilmek için asırlar boyunca kendisini ve ailesini beslemek amacıyla çalışmış mücadele etmiş gerektiğinde ana yurdunu terk etmiş ve hatta savaşmayı bile göze almıştır. Bu bakımdan tarihteki imparatorların gerçekleştirdiği fetihlerin temel felsefesi fiziki olarak sınırları büyütmek değil artan ülke nüfusunu beslemek bu amaç doğrultusunda bereketli toprakları elde etmektir. Bu bakımdan iktidar sahipleri meşrutiyetlerini devam ettirebilmek için halkını sürdürülebilir şekilde beslemesi gerektiğinin zaruri olduğunu bilmektedir. Ünlü bir düşünürün "tencerenin deviremeyeceği iktidar yoktur". sözü bu durumu açıklaması bakımından oldukça manidardır.
Dünya üzerinde insanların bir araya gelip sosyal paylaşımda bulunmasını sağlayan; doğum ölüm bayram düğün festival yıldönümü vb. etkinlikler içerisinde gıda önemli bir yere sahiptir. Bu yönüyle gıda insanlığın geleceğe bıraktığı önemli bir kültür öğesi olarak da algılanabilir. Eğitim öğretim sistemi içerisinde ister geç kalınsın ister çok erken başlasın bir millete mutfak mirasının öğretilmesi oldukça önemlidir. Gıdanın kültürel bağlamı nesiller boyunca ağızdan ağıza günümüze kadar korunarak gelmesine rağmen yakın bir gelecekte yok olmaması amacıyla sahip olunan bilginin eğitim öğretim süreci içerisinde kayıt altına alıp kayıt edilmesi elzemdir.