"Leyla'yı aramak böyle bir şeydir. Bulmak bambaşka..."
Böyle diyor giriş sayfasında Seydo Turğut. Düşündürdü beni. Aslında yaşam boyu aradığım Leyla'm kimdi neydi nasıldı? Şeklen/cismen karşımda görebileceğim susayabileceğim bir Leyla mı yoksa kalbimin kolay görünen dikenli yollarında varılmak istenen küçücük bir kuş düşü müydü Leyla? Aslında kendime yazdığım mektup içime okuduğum şiir aynama bağırdığım "ben" olan Leyla'mızı o kadar canlı işlemiş ki Seydo kitabı bitirdiğimde bedenimde yaşayan ikinci şahsı yeniden diriltebildim. Leyla ile Viranşehir sarısına uzandım kar suyuna yufkamı bandım ceplerimde geçen kıştan kalan tahıl tanelerini emdim Ekim Devrimi'ne gittim kuyudan Yusuf'u kurtardım karantina gecelerinin ziftini içtim... İşte Seydo; yeni kitabıyla güzümü kenetledi benim. İyi de etti.
CEZMİ ERSÖZ