Mondros Mütarekesinin imzalanmasıyla başlayıp saltanatın kaldırılmasına kadar geçen süreç (30 Ekim 1918 - 1 Kasım 1922) Osmanlı tarihinin son dört yılını kapsar. Bu Birinci Dünya Savaşından yenik çıkan Osmanlı Devleti'nin mütarekenin imzalanmasının ardından yok olma korkusuna kapıldığı dönemdir. Yaşanan korku siyasal ve düşünsel alanda bir karmaşayı da beraberinde getirir. Öncelikle yakın geçmişe karşı bir tepki ortaya çıkar. Gelinen noktanın sorumlusu olarak görülen İttihat ve Terakki Partisi yönetimine ve uygulamalarına karşı çıkılır. Dönemin fikir hayatı da karmaşık bir yapıdadır. Yönetimin monarşik karakterini daha da kuvvetlendiren Sultan Vahdeddin bu tarzını muhafazakârlıkla besleme niyetindedir. Padişahın çizdiği yoldan ilerleyen fikir adamları İttihat ve Terakkinin dini kamusal yaşamdan uzaklaştırma yolunda attığı adımları değiştirecek görüşler ortaya atarlar. Görüşlerin bir kısmı şer'i mahkemelerin Meşihat Dairesine bağlanması gibi hemen uygulamaya geçirilirken bir kısmı ise Cemaat-i İslamiye örgütlenmeleri gibi sonuçsuz kalır. Düşüncelerini dönemin basınında paylaşan fikir adamlarının bir bölümü adalet ve eğitim sistemleri konularında çağı yakalama gayretindedirler. Planlanan yeni düzenlemeler hâkimlerin ve mahkemelerin azledilmezliği ilkesinin getirilmesi günlük duruşma sayılarının sınırlanması gibi yargı örgütünü geliştirmeye yönelik hedeflerdir. Eğitim alanında ise fen liselerinin açılmasının planlanması mesleki eğitimin çok yönlüleştirilmesi kadınların eğitimine verilen önemin artırılması gibi konular gündemdedir. Bunlar bir yandan da bir devlet olarak var olabilmenin son çabalarıdır. Bu çalışmamızda Osmanlı Devleti'nin son dört yılında kurumlarıyla gösterdiği var oluş çabasına ağırlıklı olarak dönemin basınına ve birinci elden kaynaklarına dayanarak tanıklık etmeye çalıştık. Bugüne kadar sadece siyasi tarih yönüyle incelenen bir döneme farklı bir açıdan bakmaya gayret ettik. Bu kapsamda özellikle İslamiyetle sıkı bağı olan meşihat evkaf adliye maarif ve hilafet gibi kurumları ele aldık. Amacımız dini değerleri güçlendirip dini kurumları yeniden kamusal yaşamda ön plana çıkartan Osmanlı Devleti'nin bir yandan da modernleşme yönünde atmaya çalıştığı adımlara dikkat çekebilmekti. Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyesi Esra Yakut'un Şeyhülislamlık;Yenileşme Döneminde Devlet ve Din adlı kitabı yayınevimizce yayınlanmıştı.