Dil yaşamımızda temel bir öneme sahip. Kimi bilimciler dilin doğuştan geldiğini ve eşsiz bir insani "içgüdü" olduğunu ileri sürmüştür. Bu görüş dünyada 7.000 civarındaki dilin tümünün altyapısını meydana getiren dilbilgisinin esasen aynı olduğunu iddia eder. Kısacası insanlar beyinlerinde dilbilgisi için uzmanlaşmış bir modülle doğar ve dil edinme yetileri bu kalıtsal modül sayesinde mümkün olabilir. Vyvyan Evans bu yaygın kabulün aslında bir mit olduğunu gösteriyor.
Evans dilin başka hayvan iletişim biçimleriyle bağlantılı olduğunu dillerin çarpıcı bir çeşitlilik sergilediğini anadilimizi öğrenirken doğuştan gelen "evrensel" bir dilbilgisinden ziyade insan zihninin genel özelliklerinden becerilerinden yararlandığımızı dilin özerk değil zihinsel evrenimizin başka özellikleriyle yakından bağlantılı olduğunu ve son olarak dil ile aklın insanlarla iletişim kurma biçimimizi yansıttığını gösteriyor.
Evans'a göre dil sanıldığının aksine çaba sarf edilmeksizin kendiliğinden ortaya çıkmaz. Öncelikle maruz kaldığımız dil girdisinden doğar. Bu girdiden hareketle anadilimizi kullandığımız ölçüde inşa ederiz. Doğuştan gelen Evrensel Dilbilgisi değil anadilimizi edinmemizi sağlayan çeşitli genel öğrenme mekanizmalarıdır.
En yeni araştırmalara dayanan ve dilin zihinle ilişkisini gösteren bu çalışma yaygın kabule karşı güçlü bir seçenek olma niteliği taşıyor.