Matematik ve felsefe özellikle Öklid'in anıtsal yapıtı olan Öğeler'den bu yana birçok kavramı ortaklaşa konu edinmiştir. Öklid'den sonra Platon ve Aristoteles'in felsefe yapış tarzlarında Öğeler'in sistematik ve aksiyomatik yapısının derin izleri vardır. Aristoteles'ten günümüze kadar filozoflar matematiğin temel kavramlarını bütününde neliğini ve dahası neye ilişkin olduğunu soruşturmuşlar; onu felsefe sistemlerinde belli bir yere oturtmaya çalışmışlardır. Aynı şekilde matematikçiler de nesne edindikleri şeylerin anlamını ve bütününde ne olduğunu aydınlatma ihtiyacı duymuşlardır. Bu bakımdan matematik ve felsefe tarihinde birçok matematikçinin aynı zamanda filozof birçok filozofun da aynı zamanda matematikçi olduğunu görüyoruz. Bu matematikçi filozoflar ya da filozof matematikçiler örneğin sayıların yasalarını keşfederken "doğruluk" "var olma ve var olma tarzları" gibi konuları irdelemişler ya da matematikteki kesinlik "duygusu"ndan esinlenerek felsefede "kesinlik ya da kesin bir bilim" arayışına gitmişlerdir.