Günümüzde sıradan bir vatandaşın yaşamı neredeyse bütünüyle yasalar tarafından düzenlenmiştir. Olağan akışında insan ömrü yasanın gölgesi altında tamamlanır. Fakat yasa ve insan arasındaki ilişki her zaman tek yönlü değildir. Nasıl ki yasa insan hayatını düzenliyorsa aynı şekilde insanlar da yasaları düzenler. Yasayı aşmak yalnız suçluların değil kurtarıcıların; tiranlar kadar kimi imparatorların da ortak arzusu olmuştur. Abdullah Eryiğit'in kaleme aldığı Yasa-Üstü İnsan Platon'dan Agamben'e Yasa ve Hukuk İkileminde İnsan- başlıklı bu inceleme söz konusu arzunun ve sadece idaresi altındakilere değil yasaya da hükmeden kişilerin Batı tarihi boyunca izini sürüyor ve insanın yasayla kurduğu ilişkide aşkınlık ve sınır pozisyonlarını tekrar tartışmaya açıyor. Bu çalışma insanın yasaları değiştirme kaldırma yenileme ve düzenleme yetkisinin özel bir türüne odaklanıyor. Burada sıradan birinin değil "yasa-üstü insan" denilen özel bir insanın izleri sürülüyor. Yasaları sadece değiştirmek kaldırmak yenilemek ya da düzenlemekle kalmayan bu kişiler aynı zamanda kendileri için bağlayıcı beşerî bir yasanın da bulunmadığını da iddia ediyorlar. Ancak hukuk sadece yürürlükte olan yasalar toplamı değildir. O halde yasa-üstü insanın hukuk karşısında konumlandırılması ve doğal hukukla kurduğu ilişkinin incelenmesi gerekiyor. Bu sayede kendisini yasaların üstünde konumlandıran insanın yönetimler üzerindeki etkisi ve yol açtığı tamiri mümkün olmayan hasarlar daha açık bir şekilde anlaşılacak ve bilhassa lider enflasyonunun yaşandığı günümüzde kimi liderlerin tutumlarının tarihi arka planı ve kaynağı daha net bir biçimde görülecektir.