Biz Türklerin kendimiz ve çevremizle ilgili bilgilerinin özü parçalanamaz ve açıklanamaz çekirdeği mucizedir; biz Türkler mucize tutkunu olmanın ötesinde mucizeyi çoğu zaman tek ve son açıklayıcı olarak görüyoruz. Mucizesiyle mümkün olmayan ve açıklanamayanın realizasyonu olarak anlayabiliriz; Türklüğün iki görkemli kurgusu olan Osmanlı ve Cumhuriyet düzenlerine bakışımımız da hala bir mucize çerçevesini aşamamaktadır.
Yıllardır benim çaban bunu değiştirmek bir başka söscükle mistifiye olanı demistifiye etmek yönündedir; kolay olmadığın kabul ediyorum. Zorluk bir de bilgimiz oluşumunda bir mucizeyi gerçekleştirmekten kaynaklanıyor; türkoloji ve bunun içinde Kemaloji adını verebileceğimiz belirleyici bölüm son derece monolitik durumdadır.