Fıtrattan mahşere olan serüvenimiz; ıslah ve terbiye edici bir okul'dan ve ayırt edici bir ilahi sınav'dan ibaret. Yaşamın tekamüle hizmet eden 'okul' yönü; ruhumuza fıtratta nakşedilen ve bedenlerimize vahiyle hatırlatılan hakikat yüksek ahlak ve sözlerin yaşama aktarılmasına beden ve ruhlarımızın beşeri ve milli değerlerimizle de kaynaştırılarak müteakip yaşamlara hazır hale getirilmesine dair. Sınav olan yönü ise; Kur'an ile ruhumuza işlenenlerin hayat okulunda öğrendiklerimizin kainat ve beden ayetlerinden çıkardığımız neticelerin tarihi ve kültürel değerlerimize gösterdiğimiz vefanın sınanmasına cennete layık olduğumuzun yani rüştümüzün ispatına yönelik. Sınavın başarısı; Allah rızasına mazhar olabilmek! Başarısızlığımızsa nefse ve şeytanlara tabi olarak azaplara sevk olmak. Belirleyici olan; Allah'a verdiğimiz misak O'nun hak vaadi ve iblisin kaçındığımız veya tabi olduğumuz yemini. Kurtuluş ve esenliğimiz öğretilenleri cevap kağıdımıza ne denli doğru ve samimiyetle işaretlediklerimize bağlı. Yapılması gerekense; adam gibi inançla namusla insanca Türk gibi yaşayabilmek! "Şüphesiz biz insanı karışım hâlindeki az bir sudan (meniden) yarattık ve onu imtihan edeceğiz. Bu sebeple onu işitir ve görür kıldık. Şüphesiz biz onu (ömür boyu yürüyeceği) yola koyduk. O bu yolu ya şükrederek ya da nankörlük ederek kat eder." (İnsan 76/1-3)