TAKDİM
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.
Hamd âlemlerin Rabbi Allah'a
Salât ve selâm O'nun kulu ve Rasûlü Muhammed'e
Hayır ve bereket duaları Peygamberin tertemiz Ehl-i Beyti'ne güzide Ashabı'na ve kıyamete kadar onlann izinden yürüyen bahtiyar mü'minlere olsun.
Bilgisi gücü ve aklî melekeleri sınırlı olan insanoğlunun hakikate hidayet edecek bir yol göstericiye muhtaç olduğu aklı başında her insanın kabul ve ikrar edeceği bedihî bir hakikattir. İnsanın menşei kâinatın yaratılış amacı Allah'ın vasıfları ölüm ötesi hayat gibi insanın idrak ve tecrübe sınırlarını aşan konularda isabetli hükümler verebilmek için elbette ilâhî kaynaklı bir bilgiye ihtiyaç vardır. İşte insanın bu ihtiyacından dolayıdır ki Allah (cc) insanlık tarihinin belli dönemlerinde kitap ve peygamberler göndererek dünya ve ahiret mutluluğuna giden yolu kullarına göstermiştir. Son Peygamberi Muhammed (s)'e de Kur'an'ı Kerim'i inzal buyurmuş ve son kitap olması hasebiyle onu her türlü tahrifattan korumayı bizzat kendi uhdesine aldığını beyan etmiştir.Ancak bu kitabın hedeflediği amaçların gerçekleşmesi için hiç kuşkusuz öncelikle doğru anlaşılması gerekmektedir. Bunun içindir ki Kur'an-ı Kerim'i anlamaya ve onu diğer dillerde ifade etmeye yönelik çalışmalar ta ilk Müslümanlardan itibaren günümüze kadar süregelmiş ve kıyamete kadar da devam edecektir. Bu meyanda Türk dilinde de birçok tefsir tercüme ve meal çalışmaları vücuda getirilmiştir. Gerçekte hiçbir metin ait olduğu bir dilden başka bir dile bire bir eksiksiz aktarılamaz. Hele bizzat Allah tarafından gönderilen ve her cümlesi her kelimesi hatta harfi özenle tertip edilmiş edebî mucize olan bir kelam değil Arapçadan başka bir dile Arapça içinde dahi eşanlamlı olduğu düşünülen başka kelimelerle aynı güzellikte ifade edilemez. Şu hâlde meal Kur'an'ın tüm derinliği güzelliği ve edebî üstünlüğüyle başka bir dile aktanlması demek değildir. Meal olsa olsa Kuran mesajının orijinal metnin içerdiği edebî güzelliklerin çoğundan feragat edilerek bir başka dilde en az mana kaybıyla ifade edilmesidir. Arap dilinin incelikleri ve bu dilde sıklıkla kullanılan edebi sanatlar dikkate alınmadan ve ek açıklamalarla takviye edilmeden hazırlanan bir Türkçe mealin Türk dilini konuşan insanlar tarafından yadırganması ve aslında birer edebî şaheser olan ifadelerin mütercimin yetersizliğinden dolayı birbirinden kopuk tuhaf ve anlamsız ibarelere dönüşmesi kaçınılmazdır. Büyük bir gayret ve ustalık gösterilerek özgün metne en yakın en isabetli meal verilse bile ayetlerin indiği ortam ve nüzul sebepleri bilinmeden Kur'an'ın büyük kısmının doğru ve eksiksiz anlaşılması yine de mümkün değildir. İşte incelediğiniz çalışma Türk okuyucusuna hem Kur'an'ı anlama noktasında ihtiyaç duyabileceği temel bilgileri vermek ve hem de ona zevkle severek okuyabileceği özlü bir meal/tefsir sunmak amacıyla hazırlanmıştır. Bu meyanda şu hususlara özellikle dikkat edilmiştir.
-Gerek klasik ve gerekse çağdaş tefsir kitaplarından istifade ederek ayetleri doğru anlamaya ve bunu güncel akıcı ve anlaşılır bir üslupla Türk-çeye aktarmaya
-Bazı sureler ve ayetler arasındaki anlam bağını sözün akıcılığını bozmadan ara açıklamalarla ifade etmeye
-Ayetlerde geçen deyimleri ve mecazî ifadeleri olduğu gibi çevirmek yerine onların Türkçedeki karşılıklarını vermeye mutlaka muhafaza edilmesi gerekenleri ise kısaca izah etmeye
-Ayetleri yorumlarken Kur'an'ın iç bütünlüğünü ve Peygamberin o konudaki açıklama ve uygulamalarını yani Sünnet'i göz önünde bulundurmaya.
-Ayetlerin Türkçe karşılığı olarak tercih edilen kelimelerin özgün lafız-lardaki letafet ve derinliği olabildiğince yansıtmasına
Ayet metni ile yorumu herhangi bir karışıklığa meydan vermeyecek biçimde kesin hatlarla birbirlerinden ayırmaya
-Ayetlerin nüzul sebepleri hakkında kısaca bilgi vererek Kur'an mesajına ilk muhatap olan toplumun içinde yaşadığı ortama dikkat çekmeye
-İlk bakışta yalnızca muhatap aldığı toplumun bir sorununu ele alır gibi görünen ancak aynı zamanda çağlar üstü bir mesajı da içinde barındıran ayetlerdeki evrensel boyutu kısa ve özlü açıklamalarla ifade etmeye
-İlâhî mesajın içinde yaşadığımız toplumun meseleleriyle nasıl örtüştü-ğünü ve bu meselelere ne gibi çareler sunduğunu ortaya koymaya
-İslam hukukuna kaynaklık eden ayetlerden çıkarılan fıkhî hükümlerin bir ilmihâl sadeliğinde ve özet bir tarzda okuyucuya sunulmasına.
Bu meal hazırlanırken Müslümanların kültür hazinesinin şaheserleri olan klasik tefsir ve hadis kaynaklarından ve bu alanda çağımızda kaleme alınmış eserlerden istifade edilmiştir. Ayrıca bugüne kadar yazılmış olan önemli Türkçe meallerden kırktan fazlası gözden geçirilmiş ve her bir ayet farklı meallerle mukayese edilerek incelenmiştir. Sözü edilen tefsir ve meallerden zaman zaman iktibaslar yapılmıştır. Ancak okuyucuyu ana mesajdan uzaklaştırmamak ve ancak Kuran ilimlerinde derinlemesine bilgi sahibi olmak isteyenlerin ihtiyaç duyabileceği ayrıntılarla meşgul etmemek için istifade edilen bütün kaynak eserler tek tek referans olarak gösterilmemiştir. Yine tercih edilen görüşlerin tercih sebepleri üzerinde durulmamış muteber olmayan görüşlere ve bu husustaki ihtilaflara yer verilmemiştir. Sayfa altı dipnotlar genellikle okuyucunun sıkılmasına ve metnin akışından bütünlüğünden kopmasına sebep olduğundan bu mealde dipnotlardan kaçınılmıştır. Gerekli notlar çeviri metninin aralarına ayetin devamı gibi konulmuş fakat ayetin bir parçası olmadıklarını göstermek amacıyla bu notlar için ayet metninden farklı olarak ince yazı biçimi kullanılmıştır. Yüklerce parantez ile görüntüyü bozmamak ve okumayı kolaylaştırmak için de parantez kullanılmamıştır. Bunun yerine ana metin olan ayet meali kalın yazı biçimiyle yorum ve açıklamalar ise ince yazı biçimiyle yazılmıştır. Ayetin Türkçe meali ile o meale eklenen açıklamanın birbirine karıştırılmaması için bu hususun iyi bilinmesi ve meal okunurken buna azami ölçüde dikkat edilmesi gerekmektedir. Örneğin Bakaca suresinin 2. ayeti şöyle açıklanmıştır.
2. İşte şu kitap toplumun ve bireyin temel hayat prensiplerini belirleyen bu ilâhî yazgı var ya kendisinde hiç şüphe yoktur insan aklını şüpheye düşürebilecek hiçbir çelişki eğrilik tutarsızlık yoktur onda. Öyleyse gönlünü aç ve onu içtenlikle oku; okudukça göreceksin ki bu sözler Allahu Teâlâ'dan gelen hakîkatin ta kendisidir. Fakat bu kitap kötülüğü çirkinliği tercih eden kimseler için değil; her türlü fenalıktan titizlikle sakınan doğruya ve güzelliğe ulaşmayı arzu eden o takva sahipleri için bir kılavuz bir yol gösterici bir hidâyettir. Şu hâlde tüm insanlığa doğru yolu gösteren bu kitap ancak takva sahiplerini hedefe ulaştıracaktır. Peki kimdir bu takva sahipleri?
Bu ayet mealinin metni tam olarak şöyledir.
1-İşte şu kitap kendisinde hiç şüphe yoktur. Takva sahipleri için bir hidayettir.
Aralara eklenmiş kelime ve cümleler ise ayetin parçası olmayıp tarafımızdan yapılmış yorum ve açıklamalardan ibarettir. Bu ara cümleler anlam olarak çoğu zaman ayetlerin muhtevasında zorunlu olarak vardır. Fakat Kur'an'ın ilk muhatapları olan Arapların zihninde bu anlamlar zaten derhal çağrıştığı için icaz ve belagat gereği ayetlerde lafız olarak yer almamıştır. Kur'an'ın en doğru biçimde anlaşılmasını amaç edinen bu çalışmanın ilâhî mesajı her yönüyle ve tüm ayrıntısıyla ortaya koymak başka kaynaklara ihtiyaç bırakmayacak tarzda Kur'an'ı Türk diline kazandırmak gibi bir iddiası elbette yoktur Bu meal belki de en fazla Kuran okumalar için bir ilk adım bir başlangıç olarak görülmelidir. Bu çalışmayı teşvik eden ve gerek fikirleri gerek eleştirileriyle ona değerli katkılarda bulunan bütün hocalarımı dost ve kardeşlerimi şükran ve minnet duygularıyla anıyor bu yoldaki gayret ve çalışmalarının devamını diliyorum. Göstermiş olduğum bütün dikkat ve titizliğe rağmen beşeri zaaflarımdan dolayı bu çalışmada elbette birtakım hata ve eksiklikler olacaktır Ancak en güzeli ortaya koyabilmek niyetiyle yola çıkan ve hedefe ulaşabilmek için bütün gücünü son sınırına kadar harcayan her kul gibi bu aciz kulun da kusur ve hatalarının mazur görüleceğini umuyor bu çalışmanın hayır ve bereketlere vesile olmasını yüce Rabb'imden niyaz ediyorum. Gayret bizden başarı Allah'tandır.
Mahmut Kısa
Üsküdar 2007