Bir sabah amber sarısı bir güneş çıktı. Lojmanın arkasındaki çayırlar iki boy birden büyümüştü.
Jandarmalar sevindi gazinodan şen türküler duyuldu. İsteksizce çantamı hazırladım.
Annem yakamı ilikledi. Ben okula yollanırken operatörler makineleri çalıştırdı.
Gök birden simsiyah oldu.
Abdullah Kasay Mutlak Bir Çıkmaz Yol'da ilk öykülerini bir araya getiriyor. Kırsalda yaşanan bir çocukluğun kırsalda yaşayan bir çocuğun izlenimlerini gözlemlerini okurken daha çok bir film izlediğimiz duygusuna kapılıyoruz. Soğukkanlı şiirli hüzünlü bir anlatım bu. Bu anlatım zaman zaman küçürek öykünün minimal imkanlarını deneyerek bizi ironinin hikmetin dünyadaki yolculuğumuza bilgece bir tebessümle bakışın derinlikli iklimine çekiyor. Kasay ilk kitabında okurunda bir duygusal etki yaratmayı başarıyor. (Abdullah Harmancı)