En Doğruyu Seçmek İçin Hak Terazisi" olarak günümüz Türkçesine çevirebileceğimiz Mîzânü'l-Hakk fî İhtiyâri'l-Ehakk kendi döneminde kısır çekişmelere dönüşmüş olan dinî ve ilmî tartışmaları ele alan bir eserdir. Kâtip Çelebi bu tartışmaları belli bir usul dairesinde inceleyerek Osmanlı ilim ve kültür hayatında gözlemlediği aksaklıkları belirtmiş ve bunların sebeplerine inerek mevcut durumu eleştirel mahiyette bir eser kaleme almıştır. Eser aklî ilimlerin gerekliliği konusunda yazarın düşüncelerini içeren bir mukaddime yirmi bir farklı konu ve bir hâtimeden müteşekkildir.
Yazar eserinde sadece ilmî meseleler üzerinde durmamış ilmiyyenin ve yönetimin halk üzerindeki yetkileri ve etkilerini de yeri geldikçe eserinde zikretmiştir. Kâtip Çelebi ilim ehlinin ve yöneticilerin deyim yerindeyse halkın suyuna gitmesi gerektiği tebaanın örf ve âdetlerini zor kullanmanın değiştiremeyeceğini hatta ve hatta bu zor kullanımın yanlış da olsa mezkur uygulamalara halkın daha sıkı sarılacağını belirtmesi oldukça önemlidir.
Kâtip Çelebi eserinde toplumu bölen unsurları da yer yer ele almış ve bunlarla ilgili olarak özellikle orta yolu tavsiye eden söylemlerde bulunmuştur. İbn Arabî hakkında yaşanılan tartışmalar Kadızâdeliler ile Sivasîler arasındaki sürtüşmeler ve Yezid hakkındaki mütaalaları yazarın okura ve topluma orta yolu tembihlediği konular arasında sayılabilir.