Barselona'da bir kitapçı... Doğru düzgün okuma yazma bile bilmeyen bir keşiş... Ama onun muazzam tutkusu olan el yazmaları... Deri ciltler kabartmalar yaldızlar...
Kitaplara olan tutkunun ne kadar ileri gidebileceğini bir kitabı elde edebilmek için nelerden vazgeçilebileceğini anlatan bu sıra dışı hikâyede Barselona sokakları arasında keşiş Don Giacomo ile dolaşırken ya da gece mum ışığında bir elyazması üzerine eğilip onu saatlerce incelerken adımların ve zamanın boşa gitmediğini insanın tutkusu için yapamayacağı hiçbir şey olmadığını göreceksiniz.
1837'nin başlarında Gustave Flaubert sadece birkaç ay önce okuduğu Katalan bir keşişin haberinden ilhamla kaleme aldığı bu hikâyeyi yazdığında daha 16 yaşındaydı ve belli ki onun da hikâye anlatma tutkusu için yapamayacağı hiçbir şey yoktu.