Her sır kendini ifşa edecek sonu içinde barındırır.
Her cinayet ise katilini ele verecek ipuçlarını...
Altan'ın herkesten gizlediği projede birlikte çalıştığı arkadaşı şüpheli bir kaza sonucu ölür. Kendi hayatının da tehlikede olduğunu düşünerek bildiği her şeyi en yakın arkadaşı Faruk'a
anlatmak niyetinde olan Altan da Faruk'un gözü önünde öldürülür. Fakat ölmeden önce ona bir zarf bırakmıştır ve Faruk
bu zarfın ardında gizlenen gerçeklerin peşine düşer.
Altan tüm ipuçlarını İstanbul'un çeşitli tarihî
mekânlarına bırakmıştır. Faruk'un bu mekânlardaki
iz sürüşü onu hiç de beklemediği kişilerle karşı karşıya getirir.
Acaba sır gibi saklanan bir projenin ardındaki
cinayet ve kumpaslar hangi büyük gerçeğin bir parçasıdır?
Önemli olan nasıl gördüğümüz müdür yoksa
hangi açıdan baktığımız mı?
"Tırtıla bakıp kelebeği görebilmek çok önemli.
Bir de kelebek olduğunda tırtılın gözüyle görebilmek..."