İnsanoğlu var olduğu ilk çağlardan günümüze dek kendini koruyabileceği kendini gerçekleştirebileceği ve ait olabileceği bir mekân ihtiyacı duymuştur. Bugünkü "Konut" kavramının doğuşu "ihtiyaç" doğrultusunda gerçekleşmiş olsa da bu kavram için günümüzde çok çeşitli tanımlamalar yapmak mümkündür. Konut somut bir olgu olmasının yanı sıra insanın yaşam mekân tanımlamasıdır ve bu bağlamda soyut ve göreceli bir kavramdır. Yaşam mekân çözümlemelerinde yaşanan dönemin toplum yapısı sosyal ve ekonomik şartları konut yapımı için temin edilebilen malzemeler malzemeleri işleyip kullanabilmeye olanak tanıyan teknolojik gelişmeler ve gelişmelerin etkin kullanılabilmesi doğrudan etkili olmuştur. Günümüze yaklaştıkça sosyal yapının değişmesine bağlı olarak tekil yaşamı tercih eden bireyler öğrenciler çalışan bireyler ya da yaşlı bireyler yaşamlarının bir dönemlerinde küçük konutlara ihtiyaç duymaktadır. Değişen konut ihtiyaçlarına çözüm sunabilmek için ortaya çıkan kavramlardan biri de "Küçük Konut" kavramı olmuştur bu kavram konut mekânının sahip olduğu ebatların ölçüsel anlamda küçük olmasını ifade etmektedir. Özellikle küçük konut mekân biçimlenişinde mekana farklı işlevlerin yüklenebilmesi açısından mobilyanın önemli bir girdi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Mekânlar ve tamamlayıcı ögeleri olan mobilyalar birbirleriyle mutlak bir etkileşim içindedir Konut iç mekân çözümlemelerinde mobilya tasarımına dikkat edildiği gibi mobilya tasarımında da konut iç mekân özelliklerinin dikkate alınması gerekmektedir. "Küçük Konut" olgusu öncelikle bir yaşam biçimidir belki her birey için uygun değildir ancak bu durum küçük konutların yaşam için yetersiz birimler olduğu sonucunu doğurmaz. Konut alanının büyüklüğünün kullanıcının yaşam kalitesini artırdığını söylemek doğru olmayacaktır farklı kullanıcıların farklı ihtiyaçlarına cevap verebiliyor olabilmesi konutun büyüklüğünden ziyade mekan esnekliği ve işlevselliği ile ilgilidir