"Ashâbım hususunda Allah'tan korkun. Benden sonra onları emelleriniz için kullanarak eleştirmeyiniz. Onları seven benim sevgimden dolayı sever onlara buğzeden bana buğzundan dolayı buğzeder. Onlara eziyet eden bana eziyet etmiş olur bana eziyet eden de Allah'a eziyet etmiş olur. Allah kendisine eziyet edeni kısa sürede cezalandırır!" (Tirmizî Menâkıb 50 59)
Selman Yüce Nebi'nin geri taraflarında bir yerde oturmuştur. Acaba sırtı açılır da peygamberlik mührünü görme imkânı söz konusu olabilir miydi? Hz. Resul-i Kibriya Selman'ın niyetini anlamıştır ve açar kendi elleri ile mührün üzerini. Selman kucaklar Nebi aleyhisselâmı dudaklarını yapıştırır peygamberlik mührünün üzerine. Gözyaşları damlar Hz. Resulullah'ın mübarek sırtına. Arayış bitmiştir. Damla deryaya kavuşmuştur. Güneş Selman'ın ruhundaki bütün karanlıkları aydınlatmıştır. O artık kendi ifadesi ile Selman bin İslam yani İslam'ın evladı olan Selman'dır.